« Delikanlı bir çocuktu / Saçları kıvırcıktı / Gözleri ışıl ışıl gülerdi / Bıçkındı çalışkandı / Aşıktı sırılsıklam // Ölesiye sevdalı / Kurtuluşa tutkundu / Sözünden asla caymazdı / Sonsuzluğa gittiğinde / Paris’te sürgündü » İbrahim Yalçın

BEŞ YIL SONRA İBRAHİM YALÇIN

Engin Erkiner


Anmaları sevmeyen bir insanım ve hele de her anmada aynı sözleri tekrarlamayı hiç sevmem. Bu nedenle geçtiğimiz bir yılın raporunu vermeyi tercih ediyorum. 

 

Pandemi nedeniyle insanların buluşması epeyce azaldı. Çok az yere gidebildim ve hayretle şunu gördüm ki, politik olarak geçmişte ilgim bulunmayan insanlar bile benim adımı taşıyan siteyi biliyorlar, izliyorlar. 

 

Neden böyle yapıyorlar, çünkü ben geçmişe ve günümüzde olanlara açıklama getiriyorum. Bunu yaparken de bilinenleri tekrarlamıyorum. Bu nedenle site en kötü gününde bile bin kez okunuyor, sayı bazen 3000 oluyor. 

 

Şu veya bu şekilde önümüzdeki aylarda ortalık açılacaktır ve Almanya’da yeni gelişmeler bekliyorum. 

 

Yazı yazmaktan bazen yorulduğum oluyor çünkü epeyce çalışmak gerekiyor. Kendi başına yazmak ya da birkaç sayfayı doldurmak kolaydır. Önemli olan okunacak şeyler yazmaktır ve bu da sürekli okumayı ve düşünmeyi gerektiriyor. 

 

Eskiden daha kolaydı, Miro hakkında düşünmeden bazen günde iki yazı yazıyordum. Herif “suç makinesi” ve bıraktığı izler de o kadar açıktı ki…

 

Ama bunlar geçti, ölümünden önce senin de belirttiğin gibi Miro konusu bitince sitenin okuru azalmadı, arttı. Oranını bilemem ama bunların önemli bölümünün yeni okur olduğunu sanıyorum. 

 

Miro dedim ya, “Eee, sonra?..” dediğini biliyorum.

 

Herifle ilgilenmediğim için ayrıntılı bilgim yok. İstediği kadar konuşsun, benim için ne istiyorsa onu söylesin, umurumda değil; on yıldan fazla zamandır söyledi de ne yapabildi ki? 

 

Sürekli olarak benimle bir şekilde muhatap olmaya çalışıyor, durmadan denemeler yapıyor. Derdi bizden yediği müthiş silleye cevap verebilmek, benimle muhatap olabildiği için –çakalları dışında diyelim- biraz olsun ciddiye alınabilmek…

 

Olmuyor…

 

Dahası çabaladıkça büsbütün batıyor…

 

Sitede geçmişteki yazıları insanlar dikkatli okumuşlar. Mesela Malak Fadal, Cemil Esat’tan hamileyken emir üzerine kadınla evlenmek zorunda kaldığını geçmişte yazmıştım. Malak’ın Cemil ile birlikte yaşadığı aylarda ben Suriye’de idim. 

 

Bana ne, ne halt ederse etsindi. 

 

Aradan yıllar geçtikten sonra Malak için “Suriye güzellik kraliçesiydi” demez mi!

 

Malak, sen de tanıyorsun, “yerde bulsam almam” denilecek bir tip…

 

Bölgenin Muhabarat sorumlusu Cemil’in emri üzerine evlenmek zorunda kaldı. 

 

Miro her yerde beni gündeme getirmeye çalışır, bazı insanlar da cevap olarak kendisine “Suriye’nin en büyük pezevengi” der, karşılıklı küfürlü ve neşeli bir atışma olur sonuç olarak… 

 

Sonradan öğrenirim ve hiç karışmam… 

 

Elinden geleni ardına koymasın ve yıllarca ne kadar zavallı bir tip olduğunu yeterince gördük. 

 

Birtakım tipler bana sürekli haber gönderiyor: “O tiple hiçbir ilgimiz yoktur” diyorlar. 

 

Yalan söylemiyorsanız kendiniz için iyi bir karar vermişsiniz, diyorum ama bu iş çoktan bitti, bana ne bundan? 

 

Sana o zaman da söylemiştim: bu herifte tedavisi mümkün olmayan derecede aşağılık kompleksi bulunuyor. Büyük saldırganlığının nedeni de budur. Bir şey yapamayınca iyice kuduruyor ama saldırmak zorundadır. Bu saldırı geçici olarak da olsa psikolojisine iyi geliyor. 

 

Ne yapsın garibim, başka çaresi yok.

 

Tedavisi mümkün olmayan bir ruh hastası…

 

Bu kadar Miro yeter… 

 

Bu yıl başında sosyalizmden kapitalizme geçiş konulu bir kitap çıkacaktı ama pandemi nedeniyle ertelemek zorunda kaldık. Bu arada çok sayıda kitabı internette yayınladık, umumun faydalanmasına açtık. 

 

İnternette pek dolaşmıyorum ama arada bir bazı yazıları okuyunca, o kitapları okuduklarını anlıyorum. Terminoloji benziyor çünkü… 

 

Keşke başka insanlar da çıksa, geçmişi tekrarlamanın ilerisinde yazılar yazsalar, çok iyi olacak ama benim bildiğim yok denilebilir…

 

Biz farklı bir teoriyi kurmaya çalışıyoruz ve bu konuda küçük olmayan adımlar da attık. Yeni bir teori, yeni bir söylem demektir. Mesela 1975 sonrasında çağdaş emperyalizm tahlilini, sosyalist harekete sokan bizdik. 

 

Bugün de sosyalizmden kapitalizme geçiş ve nedenleri ile alt emperyalizm denilince biz hatırlanıyoruz. 

 

Devam etmeliyiz…

 

Haydi yine isteğini tahmin ederek yazıyı Miro ile bitireyim. 

 

Yıllar önce herifin yazdıklarından bir cümleyi aktarmıştın ve çok gülmüştüm: “Castro’nun Havana’ya girdiği gibi ben de Antakya’ya gireceğim!..”

 

Helal olsun, ne diyeyim!

 

Zamanımız böyle bir soytarı görmedi…

 

 

 

 

 

https://ibrahimyalcin-paris.blogspot.com